|
Bhagavad-Gita (Tanrının Ezgisi) Mahabharata adlı epik şiirin bir parçasıdır. Bugün, modern Hindistan'ın en yaygın dini olan Hinduizmin en etkili metinlerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Yazarı bilinmeyen Bhagavad-Gita muhtemelen M.Ö. 200 civarında tertip edilmiştir. Metin Arjuna ve arabacısı Krishna arasında geçen bir diyalog formatındadır. Diyalog boyunca Krishna evrenin efendisi, Tanrının ta kendisi olduğunu açığa vurur.
Bhagavad-Gita, Batılı okuyucu için bir çok yorumlama sorunu ortaya koyar. Metinde, ahlakın ve gerçekliğin Hindu anlayışında ortaya koyduğu merkezi sorunların irdelenmesine 100 sayfadan daha az yer verilir. Temel fikir, hakiki sezginin eylem için arzu ve nefret bağlarının dışında bir temel sağladığıdır. Arzu ve nefret insanoğlunun gerçek düşmanlarıdır. Arjuna güç ve saygınlık kazanmak için değil, adil bir evrensel düzeni korumak için mücadele eder. Buna yardım edip etmemek, bireyin kendisine bırakılmıştır: 'Değersiz de olsa en iyisi, başka birinin işindense, kişinin kendi görevini (daima) yerine getirmesidir: Daha iyisi bir kişinin kendi görev sahasında ölmesidir, diğerlerinin görevleri tehlikelidir.' Bu alıntı, görevin evrensel ahlakıyla ilgili türden bir şey ifade etmez. Kast sistemi evrensel düzenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu sebepten bireyin görevi ait olduğu kasta göre belirlenir.
Bhagavad - Gita'daki ana mesaj, özgürlüğün bir Hindu yorumudur. Tekrar, tekrar özgürlüğün kişinin eylemleri üzerinde denetimini gerektirdiği vurgulanır: 'Bir adamın teşebbüsleri herhangi bir arzu ya da güdüden kaynaklanmadığında - yaptıkları bilgeliğin ateşinde yanmıştır artık hikmet sahipleri onu bilgin olarak adlandırır. Ancak özgürlük aynı zamanda pasiflikle (ahimsa) de bağlantılıdır. Mahatma Gandhi (1869-1948) Bhagavad Gita'ya dair yorumunda şiddet eylemlerinin bilgi ateşinde yakılması gerektiğinin önemle üstünde durur. Gandhi, Bhagavad - Gita'yı hayata dair bugün dahi bizim için geçerli olan zaman ötesi bir metin olarak yorumlar.
|