ANASAYFA                          
 
 
Anasayfa »
 FELSEFE
 
  Antik Yunan'dan Modern Döneme Felsefe Tarihi - Filozoflar -
   
  ANTİKİTEDE SOKRATES ÖNCESİ FELSEFE »
  ESKİ HİNT ve ÇİN DÜŞÜNCESİ »
  SOFİSTLER ve SOKRATES »
  PLATON - İDEALAR TEORİSİ VE İDEAL DEVLET »
  ARİSTOTELES - DOĞAL DÜZEN ve BİR'' Politik Hayvan '' OLARAK İNSAN »
  KLASİK DÖNEMİN SONLARI »
  ORTAÇAĞ »
  DOĞA BİLİMLERİNİN YÜKSELİŞİ »
  RÖNESANS ve REALPOLİTİK : MACHIAVELLI ve HOBBES »
   Felsefe Okumaları... sunum..
   
 
Felsefe tarihini okumak, insanın kendini okuması, belki de kendine yer bulma uğraşısıdır. Yoksa kendinden uzak bir dünyanın varlıklarını tanımak ya da tanımaya çalışmak anlamsızdır. Farklı coğrafyalardaki insanlarının sorduğu sorular ve aradığı cevaplar, bizden asla bigâne değildir. Dertleriyle dertlenmek yada dertlerimize ortak bulmak açısından felsefe tarihi okumak anlamlıdır. Ne varki, felsefe tarihi okumak felsefe yapmak anlamına gelmez. Bu yüzden felsefe okuyan çok. Ama felsefe yapan azdır. Felsefe yapmak, geçmişteki insanların sorulara verdiği cevapları yorumlamak değil, o soruları soru edinmek ve kendin­ce bir cevap aramaktır. Felsefe tarihini okumak, kendimizi okumak; felsefe yapmak, kendimizi tanımaktır, demiştik. Kendimize bakmadan felsefe tarihini okumak, kişiye kendini değil, başkalarını tanımaya, o da öylesine tanımaya imkan verir. Halbuki başkalarını tanımak, kendini tanımak değildir. Çünkü başkalarını okumak, başkalarını tanımayı da öyle zannedildiği gibi sağlamaz, hele kendisini tanımayı hiç değil. Buna karşın, kendimizi tanıma gayreti, başkalarını tanımayı sağlar. Hatta o başkaları dediğimizin gerçekte bizden ya da bizler olduğumuzu anlamamıza vesile olur. Böylelikle bütüncül bir bakış açısını yakalamış oluruz. Aksi takdirde felsefe tarihini okumak, retorik bir düzlemden öteye gitmeyecektir.
Yazının Tamamını Okumak İçin Tıklayın>
   Felsefeye Giriş
   
 
elsefe neden öğrenilmelidir? Kısa bir cevap verecek olursak; felsefe, bilinçli ya da bilinçsiz olarak sahip olduğumuz entelektüel kapasitenin bir parçasıdır ve felsefe öğrenerek bu kapasitemizin farkına varabiliriz.

Bunu, şöyle bir dilemma ile örneklendirebiliriz: Bazıları insan hayatına kastetmemeleri gerektiğine inanırlar, ama aynı zamanda ülkelerini savunmaları gerektiğine de inanırlar. Peki o halde bir savaş durumunda bu insanlar ne yapmalıdırlar? Şayet orduya katılacak olurlarsa başka insanları öldürmemeleri gerektiği ilkesine zıt düşmüş olurlar. Katılmadıkları zaman da, ülkelerini savunma gerekliliği ilkesine ters düşmüş olurlar. Bu dilemmanın bir çözümü var mıdır? Bu ilkelerden biri örnekte verilen diğerinden daha temel kabul edilebilir mi ve şayet edilebilirse neye dayanarak kabul edilecektir? Bu şahıslar, aynı zamanda belli bir durumda yapılacak askeri bir hareketin ne ölçüde insan hayatını kurtaracağını hesaba katmalı ve ilkelerini derinlemesine sorgulamalıdırlar. Bir kişi ne kadar çok felsefî düşünürse, o derecede kendini bu sorularla kuşatılmış bulacaktır.

Bu tarz soru ve cevaplarla gelen felsefî ön kabuller, farkına varsak da varmasak da günlük hayatın her alanında karşımıza çıkabilir. Bunları anlamak ve bunlarla uğraşmak bir açıdan hem kişiseldir çünkü kendimizi keşfetmeye çalışırız, hem de evrenseldir mümkün olduğunca hakikati yakalamaya çalışırız. Bu şekilde bir çalışma felsefîdir; böylelikle başkalarının düşündüklerinden ve söylediklerinden ders alabiliriz. İşte felsefe öğrenmemizin nedeni budur.

Yazının Tamamını Okumak İçin Tıklayın>
 
Free Web Hosting